UEFA Avrupa Ligi Yarı Final rövanşında İngiliz temsilcisi Tottenham, Norveç’te Bodo Glimt karşısında sergilediği üstün oyunla adını finale yazdırdı. Kuzey’in zorlu atmosferine rağmen soğukkanlı bir oyun ortaya koyan Tottenham, sahadan 2-0’lık net bir galibiyetle ayrıldı ve ilk maçta elde ettiği 3-1’lik avantajı perçinledi.
Maçın başlamasıyla birlikte baskılı bir oyun kuran ev sahibi Bodo Glimt, taraftarının da desteğiyle kontrolü ele almaya çalıştı. Ancak Tottenham savunması, disiplinli yapısıyla rakibine fazla fırsat tanımadı. Maçın ilk 45 dakikası daha çok orta alan mücadelesi şeklinde geçerken, pozisyon açısından kısır bir görüntü ortaya çıktı.
İkinci yarıyla birlikte tempo yükseldi. Dakikalar 63’ü gösterdiğinde, sahneye çıkan Dominic Solanke oldu. Romero’nun derinlemesine pasında ceza sahasına sarkan Solanke, düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve İngiliz ekibini 1-0 öne geçirdi. Bu gol, Norveç temsilcisinin moralini iyice düşürdü.
Golden yalnızca yedi dakika sonra ise Pedro Porro’nun ayağından gelen gol, mücadelede fişi çeken an olarak kayıtlara geçti. Dejan Kulusevski’nin taşıdığı topu ceza yayı çevresinde kontrol eden Porro, klas bir vuruşla farkı ikiye çıkardı.
Tottenham, kalan sürede oyunu tamamen kontrol altına aldı ve rakibine geri dönüş şansı tanımadı. Bu sonuçla birlikte Londra temsilcisi, UEFA Avrupa Ligi finaline adını yazdıran taraf oldu.
Maçta dikkat çeken anlar ve istatistik detayları
Mücadele, sadece skorla değil, saha içindeki gelişmelerle de dikkat çekti. İlk sarı kart ev sahibi ekipten Kasper Høgh’e çıktı. 26’ncı dakikada hakemin sert müdahale değerlendirmesi sonrası oyuncu kartla cezalandırıldı. Tottenham’da ise Brennan Johnson 33. dakikada sarı kart gören ilk isim oldu.
Karşılaşmanın ikinci yarısında ise teknik direktörlerin hamleleri dikkat çekiciydi. Bodo Glimt tarafında Andreas Helmersen, Sondre Sørli, Villads Nielsen ve Isak Määttä gibi isimler oyuna dahil edildi. Tottenham ise Richarlison’un yerine Mathys Tel’i, Brennan Johnson’un yerine ise Pape Sarr’ı sahaya sürdü. Oyuna giren bu oyuncuların da takıma dinamizm kattığı gözlemlendi.
Özellikle Pedro Porro’nun oyuna olan etkisi maçın kırılma anlarını şekillendirdi. Kendisinin attığı golün yanı sıra orta alanda topu yönlendirme becerisiyle fark yarattı. Maç boyunca 64 pas yapan Porro, %88 isabet oranı yakalayarak öne çıkan oyunculardan biri oldu.
Kaleci Vicario da maçın dikkat çeken isimlerindendi. Yediği baskılara rağmen kalesini gole kapatan İtalyan file bekçisi, refleksleri ve kritik kurtarışlarıyla takımına büyük katkı sağladı. Aynı zamanda 66’ncı dakikada gördüğü sarı kartla mücadeleye damgasını vuran isimlerden biri oldu.
Tottenham’ın başarısı
Tottenham, bu sezon Avrupa sahnesinde adım adım yükselerek finale kadar gelmeyi başardı. Grup aşamasından itibaren disiplinli oyun anlayışı ve kadro derinliğiyle fark yaratan ekip, yarı finalin ilk ayağında elde ettiği 3-1’lik galibiyetin ardından rövanşta da aynı kararlılığı sürdürdü.
Finale yükselirken toplamda beş galibiyet ve iki beraberlik alan Tottenham, hücumda üretkenliğini korurken savunmada da istikrar sağladı. Bu süreçte en dikkat çeken oyuncuların başında ise Solanke, Kulusevski ve Bentancur geldi. Teknik direktörlerinin stratejik değişiklikleri ve rotasyondaki dengesi, takımın istikrarlı performansında önemli rol oynadı.
Finalde karşılaşacakları rakip henüz belli olmasa da, Tottenham cephesinde hazırlıklar şimdiden başlamış durumda. İngiliz basını, kulüp yönetiminin finale özel bir kamp programı planladığını ve futbolcuların fiziksel olarak en üst seviyede sahaya çıkmaları için özel antrenmanlar uygulanacağını yazdı.
Taraftarlar ise bu tarihi an için şimdiden heyecan içinde. Son yıllarda Avrupa kupalarında aradığı başarıyı yakalayamayan Tottenham’ın, bu sezon bu hedefe ulaşma ihtimali güçlü şekilde gündeme gelmiş durumda. Finaldeki rakip kim olursa olsun, Londra ekibinin hedefi artık çok net: Kupayı kaldırmak.