Türkiye, aktif fay hatları üzerinde yer alan coğrafi konumuyla her yıl yüzlerce depremle yüzleşiyor. Son olarak Marmara, Elazığ, Malatya ve Kütahya’da meydana gelen sarsıntılar, kentsel dönüşümün artık ertelenemez bir ihtiyaç olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Anahtar Parti Elazığ İl Başkanı Yüksel Ercan’ın açıklamaları, yaşanabilecek büyük felaketlere karşı önlem alınmazsa, yalnızca binaların değil, bir ülkenin geleceğinin de enkaz altında kalabileceğini gözler önüne serdi.
Başkan Ercan’ın verdiği bilgilere göre Türkiye genelinde 6 milyondan fazla riskli bağımsız birim bulunuyor. Ancak mesele yalnızca yapılarla sınırlı değil. Kritik altyapı tesisleri, barajlar, enerji üretim merkezleri ve kamu binaları da risk altında. Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatları üzerinde yer alan 11 büyükşehir ve çevresindeki yerleşim yerleri, olası bir depremde hem ekonomik hem de insani açıdan geri dönüşü zor bir yıkımla karşı karşıya kalabilir.
Kentsel dönüşüm meselesini yalnızca bir şehircilik meselesi olarak değil, aynı zamanda bir güvenlik sorunu olarak değerlendiren Ercan, her geçen günün gecikme değil, risk anlamına geldiğini vurguladı. Özellikle Marmara gibi nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yaşanacak bir felaketin, yalnızca o bölgeyi değil tüm ülke ekonomisini ve sosyal yapısını çökertebileceğine dikkat çekti.
"Biz Muhalefetteyiz Ama Bu Konuda Sessiz Kalamayız"
Kentsel dönüşüm konusunda siyasi aidiyetlerin ötesine geçilmesi gerektiğini belirten Anahtar Parti İl Başkanı Yüksel Ercan, konunun doğrudan halkın can güvenliğiyle ilgili olduğunun altını çizdi. Ercan, "Biz Anahtar Parti olarak muhalefette yer alsak da bu konuda sessiz kalmamız mümkün değil. Bu bir bina sorunu değil, bir milletin hayatta kalma meselesidir," dedi.
Ercan’ın açıklamaları, kentsel dönüşüm politikalarının bugüne dek yeterince hızlı hayata geçirilememesinin faturasının ağır olabileceğini ortaya koyuyor. Afet sonrası yapılan müdahaleler değil, afet öncesi yapılan hazırlıkların belirleyici olduğunu söyleyen Ercan, yaşanacak yeni bir felaketin ardından “neden önlem alınmadı” sorusunun gündeme gelmemesi için bugünden harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.
Kentsel dönüşüm projelerinin hızlanması gerektiğini vurgulayan Ercan, özellikle kamuoyunun bu konuda bilinçlendirilmesinin ve toplumun her kesiminin sürece dahil edilmesinin şart olduğunu ifade etti.
Anahtar Parti’den 12 Maddelik Somut Dönüşüm Paketi
Anahtar Parti, sadece eleştirmekle kalmadı, çözüm önerilerini de kamuoyuyla paylaştı. İl Başkanı Yüksel Ercan tarafından açıklanan 12 maddelik dönüşüm paketi, mevcut sistemin hızlanmasına ve halkın dönüşüm sürecine daha kolay katılmasına yönelik somut adımlar içeriyor. İşte önerilen dönüşüm hamleleri:
Kentsel dönüşüm projelerinde alınan harçlar tamamen kaldırılmalı.
Ruhsat süreçleri sadeleştirilerek hızlandırılmalı.
Mal ve hizmetlerde KDV oranı %1'e indirilmeli.
Alım satım işlemleri gerçek ekspertiz değerleri üzerinden yapılmalı, vergi adaleti sağlanmalı.
Hibe kredi miktarı artırılmalı, faiz oranları minimuma çekilmeli.
Standart, adil ve şeffaf sözleşme modelleri oluşturulmalı.
2000 öncesi yapılarda kiralama için “riskli değildir” raporu zorunlu hale getirilmeli.
Ada bazlı dönüşüm teşvik edilmeli, otopark ve yeşil alan ihtiyacı gözetilmeli.
Terk edilmiş, metruk yapılar kamulaştırılarak tehlike ortadan kaldırılmalı.
Anadolu'ya tersine göç teşvik edilmeli, istihdam dengeli dağıtılmalı.
2025 yılı "Dönüşüm Yılı" ilan edilmeli.
Kamu ve özel sektör iş birliği ile finansal destek mekanizmaları geliştirilmeli.
Bu paketin yalnızca yapıların değil, şehirlerin ve sosyal yaşamın da dönüşümünü hedeflediğini belirten Ercan, atılacak adımların yıllar süren ihmalleri ortadan kaldırabileceğini savundu.
“Ne Zaman Değil, Ne Kadar Hazırız?” Sorusu Öncelik Olmalı
Tüm bu çağrılarının odağında tek bir gerçek vardı: Türkiye artık büyük bir depreme değil, büyük bir hazırlıksızlığa mahkûm. Başkan Yüksel Ercan’ın da vurguladığı gibi, kamuoyunun zihninde artık “deprem ne zaman olur?” sorusundan çok, “depreme ne kadar hazırız?” sorusu yer almalı.
Anahtar Parti’nin bu çağrısı, yıllardır gündemde olmasına rağmen gereken hızda ilerlemeyen kentsel dönüşüm politikalarının, yalnızca seçim dönemlerinde değil her zaman ve kararlılıkla ele alınması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Ercan, açıklamasını şu ifadelerle tamamladı:
“Biz, çözümü siyasette değil, bilimde arıyoruz. Bu ülkenin insanları her sabah endişeyle uyanmamalı. Kentsel dönüşüm, bir tercih değil, mecburiyettir. Geç kalmak, geri dönülmez bir bedel olur.”