AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, uzun süredir kamuoyunun gündeminde yer alan infaz düzenlemesiyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Meclis’te gerçekleşen kapalı grup toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Güler, teklifin Meclis Başkanlığı’na sunulmasına dair net bir takvim vermekten kaçınsa da çalışmaların son aşamaya geldiğini ifade etti.
AK Parti Grup Toplantısında "Yeni İnfaz Yasası" gündem oldu
AK Parti’nin TBMM'deki kapalı grup toplantısında, 28. dönemin ikinci devresinde görev alacak grup yönetimi için seçimler yapıldı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Grup Başkanı Abdullah Güler, kamuoyunun merakla beklediği infaz yasası teklifine dair önemli mesajlar verdi. Güler, teklifin hazırlanmasında sona gelindiğini belirtti. Ancak, bazı teknik detayların tamamlanmasının zaman alabileceğini söyledi. Meclis Başkanlığı’na sunulması beklenen teklif için net tarih veremeyen Güler, “Eğer çalışmayı bugün tamamlayabilirsek, sunmayı arzu ediyoruz. Ama bitmeyebilir, yarına kalabilir” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, özellikle cezaevlerinde bulunan binlerce mahkûm ve aileleri açısından büyük önem taşıyor. Yeni düzenleme ile birlikte kimlerin bu yasadan faydalanabileceği, ceza sürelerinde nasıl değişikliklerin olacağı gibi konular hâlâ netlik kazanmış değil. AK Parti’nin hazırladığı teklifin kamuoyuyla paylaşılması, infaz hukukundaki birçok belirsizliği giderecek gibi görünüyor.
Kovid Süreci ve İnfaz Yasası
Teklifin kapsamı hakkında da bilgiler veren Abdullah Güler, özellikle 31 Temmuz 2023 tarihinden önceye ait olan Kovid dönemi uygulamalarına ilişkin maddelere dikkat çekti. Güler, bu konuda bir anlaşmazlık değil, teknik anlamda bazı sorunların yaşandığını söyledi. “Kovid bir infaz düzenlemesi değil, idari bir tedbirdir. Bu sebeple yasal düzenleme içinde nasıl yer alacağı noktasında bazı teknik sıkıntılar var,” açıklamasında bulundu.
Bu sözler, infaz yasasına eklenecek geçici maddeler arasında Kovid sürecinde uygulanan cezai tedbirlerin nasıl şekilleneceği konusunda tartışmaların sürdüğünü gösteriyor. İdari tedbirlerin ceza hukukuyla nasıl bağdaştırılacağı, yasa metninin teknik dili içinde açık ve net bir şekilde tanımlanmalı. Hukuki olarak bu ayrım yapılmadığı takdirde, yeni düzenlemenin Anayasa Mahkemesi gibi denetim mercilerinde iptale uğraması ihtimali gündeme gelebilir. Bu da hem siyasi hem de yargısal açıdan önemli bir risk barındırıyor.
