Haberler23 Gündem TL Mevduat Faizi %60’a Dayandı: Bankalar Arası Yarış Kızıştı!

TL Mevduat Faizi %60’a Dayandı: Bankalar Arası Yarış Kızıştı!

2025’in ilk yarısında ortalama bileşik TL mevduat faizi yüzde 57,90’a çıkarak son dört ayın zirvesini gördü. Mevduatını değerlendirmek isteyenler, bayram öncesi hangi bankanın daha cazip oran sunduğunu merak ediyor.

4 Dakika
Okunma Süresi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 1–3 aylık ortalama bileşik TL mevduat faizi, 2 Mayıs haftasında yüzde 57,90’a yükselerek nisan başındaki yüzde 40’ın çok üzerinde seyretti. TL mevduatı yeniden desteklemek amacıyla atılan para politikası adımları, bankaların rekabetini kızıştırdı. Bazı bankalar, cazip oranlarla mevduat toplamak için faizleri yüzde 52’ye kadar yükseltti. Bu durum, tasarruf sahiplerine ekstra kazanç fırsatı sunarken, en yüksek getiriyi hangi bankada bulacaklarını sorgulamalarına neden oldu.

Mevduat Faizleri Rekor Seviyeye Nasıl Ulaştı?

Mevduat piyasasında son dönemde gözlenen yükselişte üç ana etken öne çıkıyor: TCMB’nin politika faizine yönelik dalgalı kararları, küresel para politikalarındaki belirsizlikler ve banka bilançolarındaki likidite ihtiyacı. TCMB, ocak ayında politika faizini yüzde 45’e, martta yüzde 42,50’ye çekerken, nisan ayında sürpriz bir artışla yüzde 46 seviyesine yükseltti. Bu kararlar, bankaların risk algısını değiştirerek mevduat toplama maliyetlerini artırdı.

Bankalar, kısa vadeli likidite ihtiyaçlarını karşılamak ve TL tasarruflarını çekmek için mevduat faizlerini zam üstüne zam yapmaya başladı. TCMB’nin gecelik borç verme faizi yüzde 49’a, borçlanma faizi ise yüzde 44,5’e çekilince, bankalar arası fonlama maliyetleri tırmandı. Bu da son kullanıcıya yansıyacak mevduat oranlarının hızlıca yükselmesine zemin hazırladı. Nisan ayı başında yüzde 40'ın altına kadar gerileyen ortalama faiz, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinde 57,90’a dayanarak, tasarruf sahiplerinin hesaplarındaki parayı değerlendirme iştahını artırdı.

Mevduat getirisi, enflasyonun çok üstünde kalıcı bir kazanç anlamına geliyor. Bankalar, özellikle 100 bin TL ve üzerindeki tutarlarda bileşik faiz avantajı sunarak rekabeti daha da kızıştırdı. Böylece tasarruf sahipleri, cebine giren net faiz tutarını maksimize etmeye çalışırken, bankalar da piyasa paylarını korumayı hedefliyor.

Bankalar Arası Rekabetin Kazananları ve Kaybedenleri

TL mevduatındaki yukarı yönlü hareket, tüm bankalar için hem fırsat hem risk doğuruyor. Orta ölçekli ve özel bankalar, büyük bankalarla aynı likidite avantajına sahip olmadıkları için müşteri çekmek adına faizleri daha agresif artırdı. Bu bankalardan bazıları, 1–3 aylık vadede bileşik faizi yüzde 52’ye kadar yükselterek, ortalamanın 5 puan üzerinde oran sunuyor.

Öte yandan kamu bankaları, kamu adına hizmet yükümlülükleri çerçevesinde daha temkinli davranıyor. Yüzde 50 bandında kalmayı tercih eden bu bankalar, düşük maliyetli kaynak sağlayarak hâlihazırda geniş mevduat tabanını muhafaza ediyor. Kamu bankalarının bu denge politikası, özel bankaların agresif faiz yarışından kaynaklanan likidite baskısını bir nebze de olsa hafifletiyor.

Kaybeden taraf ise, yüksek risk primi talep etmek zorunda kalan küçük mevduat bankaları. Bu bankalar, kaldıraçlı fonlama maliyetleri nedeniyle rekabetten geri kalıyor. Özellikle yerel bölgesel bankalar, merkez bankası politikalarındaki hızlı değişimi anında fiyatlayamadıkları için piyasa payını kaybediyor.

Mevduat sahibi tüketiciler ise, hangi banka daha yüksek oran veriyorsa oraya yöneliyor. Müşteri kazanımı ve sadakati açısından bankalar, vadeyi uzatmak, kampanyalı katılım avantajları ve dijital ürün paketleri sunmak gibi ek hizmetlerle farklılaşmaya çalışıyor.

TCMB’nin Para Politikası Hamleleri Mevduata Nasıl Yansıdı?

2025 başından itibaren TCMB, politika faizinde önce indirim, sonra artış yönünde kararlar alarak piyasada belirsizlik yarattı. Ocak toplantısında 250 baz puan indirimle yüzde 45’e çekilen bir hafta vadeli repo faizi, martta yine 250 baz puanla yüzde 42,50’ye indi. Ancak nisan ayında Cumhurbaşkanlığı kararıyla 350 baz puan artırılarak yüzde 46’ya çıkarıldı. Bu manevra, TL’ye desteği amaçlarken kısa vadeli faizlerde oynaklığı da beraberinde getirdi.

Merkez Bankası’nın bu adımları, bankacılık sektöründe likidite yönetimini yeniden şekillendirdi. Gecelik borç verme oranı yüzde 49’a, borçlanma faizi yüzde 44,5’a yükselirken, bankalar kaynak maliyetlerini düşürecek ürünler geliştirme arayışına girdi. Mevduat faizi; 7 Mart haftasında yüzde 51,45’ten, 14 Mart haftasında yüzde 49,91’e gerilemiş; ardından Nisan başında TCMB adımlarıyla tekrar hızla yükselmişti.

Para politikası hamleleri, tasarruf sahiplerinin davranışlarını da doğrudan etkiledi. Bir yılın en düşük seviyesi olarak görülen yüzde 40’ın altında kalan mevduat faizi beklentisi, bankaların artış sinyaliyle yerini cazip oranlara bıraktı. 19 Haziran'daki bir sonraki PPK toplantısı göz önüne alındığında, tasarruf sahipleri hem mevduat hem kredi fırsatlarını yakından takip ediyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *