Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Elazığ Şube Başkanı Abdullah Pirinççi, yıllardır Elazığ’ın bağrına saplanmış bir hançer gibi duran çimento fabrikasının insan sağlığını tehdit ettiğini belirtti. Pirinççi, fabrikanın bacalarından yayılan tozun toprağı zehirlediğini, çocuklara hastalık saçtığını vurguladı.
Pirinççi, şehirdeki yetkililerin suskunluğu, ilgisizliği ve korkaklığının kabul edilemez bir noktaya ulaştığını söyledi. “Elazığlı hangi çocuk, bu fabrikanın bacasından çıkan tozla büyümek zorunda? Hangi yaşlı, bu gazla nefes alacak? Hangi yönetici, hangi temsilci vicdanını rahat hissediyor?” diye sordu.
TÜRKAV olarak artık bu duruma “yeter” dediklerini açıklayan Pirinççi, “Bu şehir ‘fabrika çalışsın da nerede olursa olsun’ diyebilecek kadar çaresiz değildir. Bu millet, üç beş çıkar grubunun insafına bırakılacak kadar sahipsiz değildir. Elazığ, geçmişinden gelen milli şuuru ve vakarını bugün de gösterecek kudrete sahiptir” ifadelerini kullandı.
MİLLETİN HAKKI İÇİN, O FABRİKA GİDECEK!
Değerli Hemşehrilerimiz, Aziz Elazığlılar;
Bu şehrin bağrına saplanmış bir hançer gibi duran çimento fabrikası, yıllardır insanımızın nefesini çalmakta, toprağımıza zehir, çocuklarımıza hastalık saçmaktadır. Bu tabloya rağmen; şehirdeki…— ABDULLAH PİRİNÇÇİ (@apirinccci) May 18, 2025
Pirinççi, fabrikanın sadece bir sanayi tesisi olmadığını, aynı zamanda vurdumduymazlık, teslimiyet ve milli irade işgali haline geldiğini belirtti. Bu nedenle Elazığ Belediyesi ve İl Genel Meclisi’ni sessiz kalmamak, taraf olmak için göreve çağırdı. Üniversiteyi bilimsel raporlar sunmaya, Ticaret ve Sanayi Odalarını halk sağlığını kâr hesaplarından üstün tutmaya, tüm sivil toplum kuruluşlarını ise bu davaya sahip çıkmaya davet etti.
TÜRKAV Elazığ Şubesi olarak, “Bu şehre kast eden bu yapının derhal şehir dışına taşınması gerektiğini” gür bir sesle ilan ettiklerini dile getiren Pirinççi, Elazığ Milletvekili Semih Işıkver’in bu konudaki dik ve tavizsiz duruşunu desteklediklerini, yalnız bırakılmasını ise vefasızlık ve gaflet olarak değerlendirdiklerini belirtti.
Pirinççi, bu meselenin bir fabrika meselesi olmadığını, millet meselesi olduğunu vurgulayarak, “Bu mesele bir istihdam bahanesi değil, bir yaşam hakkı davasıdır. Bu mesele bir şehircilik meselesi değil, bir vicdan imtihanıdır” dedi.
“Biz bu imtihanda tarafız: Milletin tarafındayız!” diyen Abdullah Pirinççi, “Bu şehri savunmak en doğal, en kutsal görevimizdir. Mesele çözüme kavuşana dek susmayacağız. Çimento fabrikası şehir dışına taşınmadan hiçbir şey bitmiş sayılmayacak!” ifadeleriyle açıklamasını tamamladı.