Baharın son günlerinde, İstanbul’un kalabalık caddelerinde LGS heyecanıyla koşuşturan ailelerin yüzünde bir gölge: Özel okul ücretleri. Robert Kolej’in 2025 için belirlediği 1.7 milyon TL’lik fiyat, bir lüks otomobil değerinde. Veliler, okul kapılarında bir araya gelip fısıldıyor: “Bu rakamlarla çocuk okutmak değil, adeta bir servet harcamak gerekiyor.” Eğitim, bir hayal olmaktan çıkıp ağır bir yük haline geldi.
Velilerin Çaresizliği: Eğitim mi, Statü mü Satılıyor?
Özel okul ücretleri, velilerin bütçesini sarsıyor. Robert Kolej’in hazırlık sınıfı için talep ettiği 1.728.900 TL, bir Togg T10X’in fiyatıyla yarışıyor. Kadıköy’deki bir çay ocağında oturan Mehmet Bey, elindeki kağıtta okul fiyatlarını karalarken iç çekiyor: “Bu parayla evime bir araba alırdım, ama çocuğumun geleceği söz konusu.” Veliler arasında bu rakamlar, sadece eğitimi değil, bir statü yarışını işaret ediyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) koyduğu yüzde 54.8’lik tavan zam oranı, birçok okul tarafından hiçe sayılmış. İstanbul Alman Lisesi 1.5 milyon TL, Saint-Joseph Fransız Lisesi 1.658.000 TL, Üsküdar Amerikan Lisesi 1.395.100 TL ile listenin başında. İzmir Amerikan Koleji 1.162.500 TL, Tarsus Amerikan Koleji ise 1.081.920 TL ile bu furyaya katılıyor. Bir veli, okulun kayıt ofisi önünde beklerken söyleniyor: “Bu fiyatlar, çocuğumu okutmaktan çok, bir kulübe üyelik gibi hissettiriyor.”
Enflasyonun etkisi yadsınamaz, ancak okulların “marka” değerine dayandırdığı bu artışlar, velileri çileden çıkarıyor. Eğitimciler, bu fiyatların kaliteli öğretmen, modern tesisler ve ek hizmetler için gerekli olduğunu savunuyor. Ancak bir anne, “Spor salonu mu lüks otel, anlamadık,” diyerek tepkisini ortaya koyuyor. Eğitimde fırsat eşitliği, bu rakamlarla adeta bir hayal oldu.
Anaokullarında Bile Lüks Fiyatlar
Fahiş ücretler sadece liselerle sınırlı değil. İstanbul’un bazı özel anaokulları, yıllık 800 bin TL’ye varan fiyatlarla liseleri bile gölgede bırakıyor. Levent’te bir anaokulunun önünde, çocuğunu kaydettirmek için bekleyen bir baba anlatıyor: “Dört yaşındaki kızım için bu parayı vereceksem, lisede ne yapacağım?” Anaokulları, erken yaşta “seçkin” bir çevre vadetse de, bu vaat çoğu aile için erişilemez.
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, bu durumun sektördeki uçurumu gösterdiğini söylüyor: “Anaokullarında bu fiyatlar, eğitimin değil, sosyal bir ağın satıldığını hissettiriyor.” Veliler, devlet okullarına yönelmekle kredi çekmek arasında bir seçim yapmaya zorlanıyor. Eğitim, bir çocuğun hakkı olmaktan çıkıp, adeta bir lüks malına dönüşüyor.
Tavan Zam Aşıldı: Serbest Fiyat Tartışması Alevleniyor
MEB, ara sınıflarda özel okullara yüzde 54.8’lik tavan zam sınırı getirdi. Ancak hazırlık sınıfları ve 1. sınıflar gibi kademe başlangıçlarında okullar fiyatları serbestçe belirleyebiliyor. Bu da ücretlerin fırlamasına neden oluyor. Örneğin, İzmir Amerikan Koleji’nin ücreti geçen yıla göre yüzde 80 artarak 1.162.500 TL’ye ulaştı. Taşel, bu serbestliğin suistimal edildiğini kabul ediyor ve velilere şikayet mekanizmalarını kullanmalarını öneriyor.
Bir okul yöneticisi, artan maliyetleri gerekçe gösteriyor: “Döviz kuru, öğretmen maaşları, bina giderleri… Kaliteli eğitimi sürdürmek için bu rakamlar şart.” Ancak bu savunma, velilerin öfkesini yatıştırmıyor. Türkiye’deki bazı liselerin ücretleri, Avrupa’daki prestijli okullarla yarışıyor. İngiltere’deki King’s School Wimbledon’un yıllık ücreti 1.819.250 TL civarında. Bu durum, bazı aileleri “Acaba yurt dışında mı okutsak?” sorusuna yöneltiyor.
Çoğu Okul Daha Erişilebilir, Ama Yeter mi?
Taşel’e göre, Türkiye’deki özel okulların sadece yüzde 1’i bu astronomik fiyatlarla hizmet sunuyor. Çoğu okulun yıllık ücreti 150 bin ile 350 bin TL arasında. Ancak bu “makul” fiyatlar bile orta gelirli aileler için ağır. Geçen yıl 50 bin öğrencinin özel okullardan ayrıldığı, bin okulun kapandığı düşünülürse, sektör kendi kalesine gol atıyor.
Ankara’daki bir özel okulun müdürü, durumu şöyle özetliyor: “Biz de zam yapmak zorundayız, ama velileri kaybetmemek için dikkatliyiz.” Ancak bu okullarda eğitim kalitesi tartışılırken, veliler daha uygun fiyatlı seçenekler arıyor. Çoğu, bu arayışta ya devlet okullarına yöneliyor ya da hayal kırıklığıyla karşılaşıyor.