İstanbul Büyükşehir Belediye Lider Adayı Murat Kurum, Beyaz TV’deki Gündem Özel programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İstanbul’un algıyla yönetilmeye çalışıldığını belirten Murat Kurum, “Onların umurunda olan balya balya paralar. Öbür tarafı dizayn etmek için, finans bulmak için çalışıyor. Televizyonlara çıkamıyorlar. Bu soruyu sormamaları kaydıyla çıkıyorlar. Çıkın anlatın insanımız aydınlansın. Çok çelişkili açıklamalar yapıyor.” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Lider Adayı Murat Kurum, Beyaz TV’deki Gündem Özel programında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Murat Kurum, İstanbulluların mevcut İBB idaresi altında geçirdikleri son 5 yılda yorulduklarını ve artık değişim istediklerini anlattı. 80 gündür alanda olduğunu hatırlatan Kurum, “İstanbul’un her bir ilçesine gittik ve vatandaşımızla, esnafımızla bir ortaya geldik. Eyüpsultan’da 75 yaşında bir amcamız geldi, ağlayarak sarıldı. Gittiğimiz her yerde bu sevgiyi görüyoruz. 5 yıllık süreçte yorulmuş vatandaşımız değişimi istiyor. Bugün Adalar’da esnafımızla bir ortaya geldik. Projelerimizi anlattık. Orada da coşku hoştu. 80 gündür alandayım, projelerimizle ya da yaptıklarımızla alakalı hiçbir reaksiyon duymadım. ‘Metroyu bu türlü yapmak lazım, siz bu türlü söylediniz lakin yanlışsız mu, değil mi?’ diye bir reaksiyonla karşılaşmadım. Hatta, ‘Evimizi dönüştürün, ulaşımı çözün’ diyenleri duydum.” diye konuştu.
“2019’daki vaadi olan HIZRAY’ı tekrar vadediyor”
Murat Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Hatırlamıyorum” dediği 5 yıl evvelki vaatlerini, 5 yıl ortadan sonra 31 Mart seçimleri öncesi tekrar piyasaya sürdüğüne dikkat çekti, reaksiyonunu “5 yıldır Ekrem Bey’den şunu duyuyoruz; ‘Engelleniyoruz, yaptırmıyorlar.’ Gelinen süreçte vaatlerini hatırlamayan bir Belediye Başkanı’yla karşı karşıyayız. Kelamlarını projelerini unutan biri bunları nasıl gerçekleştirecek? ‘Zaten yetişmezdi, hatırlamıyorum’ diyor. Hiçbir çalışma yapmamış, temel atmamış HIZRAY’ı yine vaat diye anlatıyor.” cümleleriyle söz etti.
İstanbul’un hizmet görmesi için İBB’de liyakatli takımlar bulunması gerektiğini vurgulayan Murat Kurum, “Hep algı, polemik siyaseti. Zira diğer bir şey söyleyemezler. Bakanlara laf yetiştiriyor. Sayın Cumhurbaşkanı’mıza ağza alınmayacak hakaretler ediyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı oluyor, İstanbul’un bu denli sorunu varken 80 vilayette mitingler düzenliyor. Her vakit tıpkı mantık. 22 yıldır bu ülkede hizmet siyaseti yapan bir AK Parti ve Cumhur İttifakı var. Buradaki sorun liyakatsiz takımla çalışmak. Bizim bütün vaatlerimiz ayağı yere basan vaatler. Biz 1 Nisan’da ne yapacağımızı biliyoruz fakat emin olun onlar bilmiyor. Bu projeler İBB’de yoktur. O denli bir takımları yok. Oradaki bilgili, marifetli, deneyimli takımı saf dışı bıraktılar. Bütün sıkıntıların sorumlusu İBB idaresidir. Özel halk otobüsleri ile görüşme gerçekleştirdim. 2 milyon, 3 milyon alacakları var. Otobüs firmasından 2-3 milyon finansı kendi yapmasını bekleyemezsiniz. Bakım işleri var, bunlar yapılmazsa otobüs yolda kalır. Farkında olmadığını da ‘hatırlamıyorum’ diyerek itiraf ediyor. Burayla ilgilenmiyor ki, gözü daima dışarda. İstanbul’un kaynaklarını kendi hayalleri için kullanıyor. İstanbul’u basamak olarak kullanıyor. Bu kentin gereksinimleri var. 16 milyon insan var, 18 milyon da turist geliyor. İstanbul’a bir bebek üzere sevgiyle bakmak gerekiyor. Çok sevdiği tatile mi masraf, CHP içinde mi koşar kendi kararları.” dedi.
“İstanbulluların kapısına içme suyunu memba kalitesinde getireceğiz”
Mevcut İBB Başkanı’nın İstanbul’u rant olarak gördüğünü belirten Murat Kurum, kente son 5 yılda yeni su kaynağı kazandırılmadığını hatırlattı. İstanbul’un su kaynaklarını yüzde 21 artırma kelamı veren Kurum, “Vatandaşın suyu çamur üzere akıyor. Bu su içilebilir mi? 1 hafta 10 gün evvel Anadolu Yakası’nda suyun kokusuyla ilgili telaş vardı. 5 yılda bir damla su getirmeyeceksin, İSKİ elektrik faturasını ödeyemeyecek hale gelmiş. Bu iştirakte o denli mahir arkadaşlar vardı ki; Haliç temizlendi, kentin her yerine su getirildi, İstanbul susuz kalmıyordu. 5 yılda bir damla su kaynağı gelmedi. Yapanı eleştiriyorlar, lakin kendileri de yapmıyor. Su, İstanbul’un ömür hakkıdır. Temel atmama merasimi yapıyor. Devlette devamlılık temeldir. Bunlar devlet yönetmemiş. Ellerine birileri vaatleri vermişler anlatıyor. Takım kursalar birileri yürütürdü lakin o da yok. Bir belediye Başkanına; ‘Sen aday olma biz sana İstanbul’da Genel Müdürlük verelim’ diyorlar. Öbür partilere; ‘Size iştirakler, işler verelim’ diyorlar. Bu bakış açısıyla İstanbul’a bu türlü hizmet edilmez. İstanbul üzere bir metropol daima yatırım, eser ister. İstanbul, Türkiye’nin lokomotif kenti. Marmara’da ihracatın ve istihdamın yüzde 50’si İstanbul’da. Taksi sorunu, sokak hayvanı problemlerine tahlil üretmeyeceksiniz, İstanbul’un sıkıntıları varken siz kendi menfaatiniz için uğraşacaksınız, bu türlü hizmet olmaz. Biz diyoruz ki; İstanbul’un su kaynağını yüzde 21 artıracağız. Bilhassa Avrupa Yakası’nda. Depolama da yapmamız lazım. Vatandaşın kapısına kadar suyu içme kalitesinde getireceğimizi vadediyoruz. Su olmadan hayat olur mu.” halinde konuştu.
“Onların umurunda olan balya balya paralar”
Murat Kurum, İstanbul’un kaynaklarının reklam kampanyalarına harcandığını söyledi. Kamuoyuna yansıyan ‘para sayma’ manzaralarını de hatırlatan Kurum, tenkitlerini, “İlk geldiği vakit Yenikapı’ya belediye araçlarını dizdiler. Artık daha fazlası kelamda hizmet veriyor. Sayıştay raporları diyor ki; ‘Sergilediğinden daha fazla araç belediyede.’ Ve bu araçlar belediyeye de değil diğerlerine hizmet ediyor. Sen İstanbul’u bitirdin. İstanbul’u durdurmayı başardınız, zelzele korkusunu büyütmeyi, trafiği zahmet haline getirmeyi başardınız. Sonra da reklam tabelalarına 500 milyon TL harcadılar. Belediyenin kendi tabelaları, tahminen yalnızca baskı parasıdır o da, ne kadar olabilir? Reklam bütçesi, sarsıntı bütçesinin iki katı. Algıyla yönetmeye çalışıyor. Onların umurunda olan balya balya paralar. Öbür tarafı dizayn etmek için, finans bulmak için çalışıyor. Televizyonlara çıkamıyorlar. Bu soruyu sormamaları kaydıyla çıkıyorlar. Çıkın anlatın, insanımız aydınlansın. Çok çelişkili açıklamalar yapıyor. Ben Emlak Konut’ta 125 bin konut yaptım hepsini rayiç fiyata sattık. Vergi kaçırmadık.” diye sürdürdü.
Bakanlık devrinde hayata geçirdiği konut projelerini sıralayan Kurum, İstanbul’da ise yalnızca 5 bin konutun dönüştürüldüğüne dikkat çekti. Afetlerde her vakit vatandaşın yanında olduğunu ve verdiği kelamları tuttuğunu hatırlatan Kurum, “İBB’nin 5 yılda yaptığı konut 5 bin. Ben 5 yılda 81 ile gittim. Elazığ’da Malatya’da afet oldu 2 saat sonra oraya gittik. Kastamonu, Bartın, Rize’de seller oldu çabucak bölgeye gittik. Aylarca orada kaldık. İzmir’de sarsıntı oldu ve gittik oraya vatandaşımızla el ele vererek İzmir tarihinin en büyük dönüşümünü yaptık. Asrın felaketinde 3 ayda 180 bin konutun temelini attık. 6 ayda konutlar teslim edilmeye başladı. Onlar balık yerken, kayağa giderken biz çalışıyorduk. 46 bin konutu bitirip teslim ettik. 40 tarihi meydanın ihyasını yaptık. Bursa Ulu Camii’den, Zonguldak, Erzurum, Sinop, Bitlis. Buralarda tarihi yapıları düzenledik. İstanbul’da 173 bin konutunu başlattık. Kaygılı olursan yaparsın. Bu türlü bir kederleri yok, ‘Ceketimi assam oy verirler’ mantığı var.” cümlelerini kurdu.
“Onlar bizim kentsel dönüşüm işlerimize bin 500 dava açtılar”
Murat Kurum, İstanbul’un sarsıntıya hazırlıklı hale gelmesi için gece gündüz çalışacağını lisana getirdi. İstanbul’da acil dönüştürülmesi gereken 650 bin konut olduğunu hatırlatan Kurum, “Bunları dönüştürmek istiyoruz. Bir daha tıpkı acılar yaşansın istemiyoruz. Biz konutları yaparken, ‘Siz bunları 100 yılda yapamazsınız, parayı bulamazsınız.’ dediler. Osmangazi Köprüsü’nde de bu türlü dediler. ‘KAAN’ı yapacağız dedik’, ‘Yok’ dediler. ‘Elektrikli araba yapacağız’ dedik, ‘Burada olmaz’ dediler. Daima tenkit. Algıyla sarsıntı tasası giderilir mi? Yalnızca İstanbul’a odaklanacağız ve çalışacağız. Geçmişte nasıl yaptıysak, yeniden o denli yapacağız. 81 vilayette vatandaşımıza sorun; ‘Mavi montlu adam geldi verdiği kelamları tuttu’ derler. İzmir, kendilerinin yönettiği yer. Hizmetlerimiz orada. 300 bin kontu KİPTAŞ eliyle dönüştüreceğiz. Nisan ayında talepleri alacağız. Bunların Nisan’da yapacak hiçbir şeyleri yok. 6 ayda taksi meselesini çözeceğiz. Şu an vatandaşımız dönüşemiyor. Eski daireyi dönüştürmek istese, 10 daire 7’ye düşüyor. Meclis’e getirdiği bir tane iş ret almadı. Onlar bizim kentsel dönüşüm işlerimize 1500 dava açtılar. Tozkoparan’daki meskenlere gidin görün. ‘Katarlılara, Araplara sattılar’ dediler, vatandaşımız oturuyor. Başakşehir birebir. Avcılar’da mülkiyet sorunu çözüldü.” diyerek, muhalefetin tavrını eleştirdi.
“İki yakaya 122 kilometre tünel yapacağız ve artık trafik zahmet olmayacak”
İstanbul’daki trafik zahmetinin yeni metro çizgileri ve tünellerle giderileceğini söyleyen Murat Kurum, ulaşımla ilgili projelerini anlattı. Raylı sistemleri 650 kilometreye çıkaracaklarını yineleyen Kurum, “Metro ihalelerini yapmış, finansı hazır halde vermişiz, iptal etmişler. Bunlar da yetmemiş, kazılmış metroya hafriyat döktüler. Tünellere de beton döktüler. Artık de onları kaldırmak için kamu kaynağı harcıyorlar. Bu İstanbulluların parasını gereksiz harcamak değil de nedir? Evvel ‘gereksiz’ diye hafriyat döküyorsun, sonra hafriyatı kaldırmak için para harcıyorsun. Buna da ‘işe başlama töreni’ diyorlar. İşe başlayacak zihniyet oraya hafriyat döker mi? Bunlar bizim yaptığımız işe bile sahip çıkmaya çalışıyorlar. Orada bir emek var. Kendin yap. 5 yılda bir tane metro ihalesi yapmamış. Bitenler, bizim başlatıp yüzde 99’a kadar getirdiğimiz var. 2019’un Haziran ayından sonra açılan metro çizgilerinin tamamı 145,7 km. Bunun 81,7 km’si Ulaştırma Bakanlığı tarafından yapıldı. İBB, ‘ben açtım’ dediği 63,9 km metro sınırının 18 km’sini kendisi yapmış. 45,9 km’lik sınırı ise biz yapıp onlara teslim etmişiz. 9 sınırın 46 km’sini biz açıp vermişiz; 17,88 km’sini onlar yapmış. Devlet engelleseydi, Ulaştırma Bakanlığı bu kadar metro yapar mıydı? Bakanlık bu kadar metro yapmasa İstanbul’un trafiği ne hale gelirdi? 1 Nisan’da misyonu aldığımda, bugünden 370 kilometre aldığımı söylüyorum. ‘650 kilometreye çıkartacağım’ diyorum, 280 kilometre yapacağım. Onların emeğine de hürmet duyuyorum.” tabirlerini kullandı.
İstanbul’un iki yakasına toplam 122 kilometre tünel inşa ederek trafik yükünü hafifleteceklerini yineleyen Kurum, “TÜYAP’tan binen vatandaşımız kesintisiz bir formda Boğaz’ı geçecek, Söğütlüçelme’ye, Cevizli’ye gidecek. Silivri’ye metrobüs götüreceğiz. Trafikteki ulaşım müddetini aşağı çekeceğiz. Ortalama trafik müddeti 64 dakikaya gelmiş. Biz bunu 39 dakikaya düşüreceğiz. İki yakaya 122 km tünel yapacağız. Bunun 88 km’si Avrupa Yakası’na. Beykoz’dan Üsküdar’a 9 dakikada ulaşabilecek vatandaşımız. Biz bu tünellerle alternatif bir yol oluşturacağız. D-100’de yan yol düzenlemesi yapacağız. Artık trafik sıkıntı olmayacak. AK Parti’nin 22 yıllık siyaset anlayışı budur. 81 ile, vatandaşımızın dini, lisanı, ırkı bakmadan hizmet getirdik. Böylesi kutlu bir kente gece gündüz çalışarak hizmet edersiniz. Artık kendisi tatile mi masraf, işe başlama nasıl olurmuş, hizmet nasıl yapılırmış onu mu izler, kendi bilir.” diye konuştu.
“Kandil’den talimat geldi ve ittifak işaret edildi”
Murat Kurum, DEM Parti ve CHP’nin İstanbul’da yaptığı ve Kent Uzlaşısı ismini verdiği ittifak hakkında da açıklama yaptı. İki partinin Kandil’den gelen talimatla tekrar ittifak yaptığını tabir eden Kurum, yansısını “Tam açıklayamıyorlar. İttifak yaparsan çıkar açıklarsın. Kapı ardında bir şey yapmazsın. Biz ne yapıyorsak şeffaf bir formda yaptık. 22 ilçede aday çıkartılmıyor, Meclis üyelikleri paylaşılıyor, Esenyurt adayı; ‘Beni Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu aday gösterdi’ diyor. Başka taraftan da, ‘Esenyurt’un nüfusu bir çok vilayetten fazla, öz idare olsun’ diyor. DEM bir aday çıkardı, sonra Kandil’den talimat geldi ve öbür aday çıktı. İttifak yapılması işaret edildi. Artık de ittifakı, Kent Uzlaşısı ismi altında söylüyor. Vatandaşımız kimin hizmet, eser getireceğini biliyor. Kendilerine yakın gazeteciler bile; ‘Bir vilayet binasını alamayanlar ülkeyi, kenti nasıl yönetecek’ diyor. Sen kenti bitirmişsin, 5 yıl için daha aday oluyorsun. Millet sana nasıl inansın? Bırak aday olmayı, istifa etmen lazım. İstanbul ile ilgilenmeyeceksin, sonra ‘ben İstanbul’u yönetmeye talibim, her şey hoş olacak.’ Ne oldu, kalp yapıyordunuz herkese.” kelamlarıyla tabir etti.
“CHP’li idaresi en uygun bilen, eziyetler çeken Tekrar Refah Partisi seçmenimizdir”
Murat Kurum, Cumhur İttifakı’ndan ayrılarak 31 Mart’taki lokal seçimlere kendi adayıyla girme kararı alan Refah Partisi’nin seçmenine, “Herkesin oyuna talibiz. CHP’yi en yeterli bilen Tekrar Refah Partili seçmenimizdir. Çektikleri eziyet orada. Sandığa gittiklerinde verdiği oyun kime yarayacağını düşüneceklerdir. CHP Belediyesi’ne mi, yoksa Merhum Erbakan Hoca’mızın hayalini gerçekleştirecek iradeye mi dayanak verecekler? Bunu sandıkta düşüneceklerdir. Biz Yine Refah Partili seçmenimizin oyuna talibiz. Sandığa gittiklerinde oyları, Kur’an kursuna giden çocuklarımız için ‘Orta Çağ zihniyeti’ diyenleri mi destekleyecekler yoksa ülkeye katı sağlamak için çalışanlara mı yarayacak, bunu düşüneceklerdir. Ayasofya’nın zincirlerinin kırılmasını en çok Merhum Erbakan Hocamız isterdi. Ezanlar sonsuza kadar yankılansın istiyordu. Yoksa ‘müze olsun’ diyenlere mi takviye olunacak? ‘Benim oyum nereye dayanak oluyor?’ diye düşüneceklerdir.” diye seslendi.
“Kardan adamın saltanatı, güneş doğuncaya kadarmış”
Murat Kurum, İstanbul’un zelzele ve trafik sorunun beka sorunu olduğunu işaret etti. Mevcut İBB idaresini gaye alan Kurum, “Mesele İstanbul. Her medeniyetin dostça yaşama isteğini devam ettirme. 3 yıldır bitmek bilmeyen kaldırım çalışmaları var. Lokal seçim hizmet seçimi. Mahallî seçimde İstanbul’un geleceğini uygulayacağız. Zelzele bir beka sorunu değil midir? İstanbul’un iktisadı beka sorunu değil midir? İstanbul’un kaynaklarının israf edilmesi bu ülkenin beka sorunu değil midir? Türkiye Yüzyılında şunun kararını vereceğiz; İstanbul lokomotif bir kent mi olsun yoksa daha mı geri gitsin. Kardan adamın saltanatı, güneş doğuncaya kadarmış. Bunların saltanatı 31 Mart’ta doğacak güneşle bitecek. Tüm seçmenlerimiz bunları düşünecek.” dedi.
“İhtiyaç sahibi tüm emeklilere her ay 2 bin 500 TL”
Murat Kurum, kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için bayanları ve gençleri destekleyeceklerini söyledi. Emeklilere de İBB bütçesinden her ay dayanak vereceklerini yineleyen Kurum, toplumsal projelerini, “10 bin kadınımıza ve gencimizi sermaye takviyesi vereceğiz. Birinci işini kuran gençlere 100 bin TL dayanak vereceğiz. Kendi işlerini kurup, kendileri üretebilecekler. E-ticaret üzerinden pazarlamalarına dayanak olacağız. 100 bin ailemizin konut iktisadı güçlenecek. Bayan istihdamını artıracağız. 7/24 nöbetçi kreş hizmeti vereceğiz. Ulaşımda yüzde 40 indirim olacak. 0-6 yaş çocuk sahibi anne ve babalara fiyatsız ulaşım hakkı tanıyacağız. Üniversite öğrencilerine 10 bin TL eğitim dayanağı verilecek.
Sosyal yardımlar yapacağız lakin gelirleri artırmak için bu adımları da atacağız. İSMEK’te çalışan, üretenlere saatlik fiyat alacağız. Muhtaçlık sahibi tüm ekmekli vatandaşlarımıza İBB olarak ayda 2 bin 500 TL ödeme yapacağız. İstanbul’da 3 tane büyük yaşlı ve engelli ömür merkezi olacak.” biçiminde anlattı.
CHP’li İBB idaresinin 2019 seçiminin akabinde yaptığı işten çıkarmaları hatırlatan Kurum, “Haksız yere işten çıkartılan her bir kardeşimizi 31 Mart akşamı işe alacağız. Kimi çalışanlarını işiyle alakalı olmayan yerlere göndermişler. 2019’da ‘Kimseyi işten atmayacağız’ dediler. 5 senede nasıl 50 bin kişi işe girdi, çıktı? Belediye bu türlü işleyebilir mi? Kimseyi haksız yere işten atmayacağız. Alın teri nedir, emek nedir bilmiyor ki? Bu kenti bu türlü yönetemezsiniz.” tabirlerini kullandı.
“İki günlük konser parasına 39 ilçeye kent lokantası, kreş ve kütüphane açarım”
CHP’li İBB Başkanı’nın “mega proje” dediği Kent Lokantalarına da değinen Murat Kurum, “39 ilçede iki gecede açarım.” dedi. İBB idaresinin iki konser için harcadığı 550 milyon lira ile İstanbul’un 39 ilçesinde yapılacak işleri sıralayan Kurum, konuşmasını, “Biz toplumsal yardımlarla alakalı; verilen yardımları devam ettireceğiz ve sürdürülebilir yardımlar da yapacağız. Kadir Ağabey vaktinde, Ramazan’da günde 500 bin kişi fiyatsız şahsa yemek veriyordu. Öbür aylarda, ayda bir buçuk milyon kişi fiyatsız yemek yiyordu. Artık bunlar fiyatsız verilen yemekleri kaldırdılar, fiyatla yemek verdiği 11 lokantayı hizmetmiş üzere anlatıyor. Geliri en az olan ilçemizde onun kadar toplumsal tesisimiz var. Bunu büyük bir iş üzere anlattığımızı gören oldu mu? Biz bunları zati yapıyoruz. Ulaşımı ve zelzelesi konuşmadığım yerde kent lokantasını konuşmam. Esasen yapıyoruz. 39 ilçede 2 gecede açarız. Yaptıkları bir bina da yok. Bir yerleri kiralıyorlar, masa, sandalye sonra ‘iş yaptık’ diyorlar. Konserlere verdikleri 550 milyon TL ile, 39 ilçeye kent lokantası, kreş ve kütüphane açarım.” kelamlarıyla noktaladı.
