FED BAŞKANINA YEŞİL IŞIK, FAİZ POLİTİKASINA MESAJ
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Fed Başkanı Jerome Powell hakkında yaptığı açıklamalar, son günlerde piyasalarda artan tansiyonu yatıştırdı. Daha önce sosyal medya üzerinden Powell’a ağır eleştiriler yönelten Trump, görevden alma niyetinin olmadığını net şekilde ifade etti. “Faizleri düşürme konusunda daha aktif olunmalı” diyerek Powell’dan beklentisini vurgulayan Trump, bu çıkışıyla ekonomi çevrelerinde yeni bir yön sinyali verdi.
Powell’ın görevde kalacağına dair bu güvence, özellikle faiz oranlarında belirsizlikten endişe duyan yatırımcıları rahatlattı. Zira ABD Merkez Bankası’nın sıkı para politikaları, piyasada güvenli liman arayışını tetiklemişti. Trump’ın bu açıklamasıyla birlikte dolar endeksinde hafif bir yükseliş gözlenirken, tahvil getirilerinde de kısa vadeli toparlanmalar yaşandı.
Ekonomi uzmanları, Trump’ın açıklamalarının sadece piyasaları değil, aynı zamanda 2025 seçimlerine yönelik ekonomik stratejilerinin de habercisi olabileceğini değerlendiriyor. Powell’ın görevde kalmasıyla birlikte Trump’ın enflasyonla mücadelede para politikasını daha gevşek bir zemine çekme niyeti, yatırımcıların pozisyonlarını yeniden gözden geçirmesine neden oldu.
GÜMRÜK VERGİLERİ SİNYALİ: “KALDIRMAYIZ AMA DÜŞÜREBİLİRİZ”
ABD Başkanı Trump’ın Çin’e yönelik ticaret tarifeleri konusunda yaptığı açıklamalar, küresel ticaret dengelerinde de etkisini gösterdi. Trump, yüzde 145’e kadar yükseltilen gümrük vergilerinin tamamen kaldırılmayacağını ancak indirime gidilebileceğini ifade etti. Bu açıklama, Çin ile ticari ilişkilerde yumuşama sinyali olarak değerlendirildi.
Özellikle teknoloji ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren büyük şirketler, bu gelişmeyi olumlu karşıladı. Nasdaq ve S&P 500 endekslerinde gün içerisinde yukarı yönlü hareketlilik yaşanırken, yatırımcılar uzun süredir bekledikleri ticaret normalleşmesi için temkinli iyimserlik içine girdi.
Washington kulislerinde, Trump’ın bu çıkışının perde arkasında ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in yönlendirmeleri olduğu konuşuluyor. Bessent’in, JPMorgan’ın düzenlediği özel bir yatırımcı zirvesinde, “Çin ile süren bu ticaret ambargosu sürdürülemez” ifadesini kullandığı ve bu mesajın Beyaz Saray’daki kararları etkilediği öne sürüldü.
ALTIN FİYATLARINDA SERT DÜŞÜŞ
Trump’ın piyasaları sakinleştiren açıklamaları, yatırımcıların güvenli liman tercihlerinde ani bir değişime yol açtı. Özellikle altın fiyatları, gün içindeki hızlı düşüşle dikkat çekti. Spot altının ons fiyatı, sabah saatlerinde 2.050 dolar seviyesindeyken, Trump’ın açıklamaları sonrası 2.010 dolar seviyelerine kadar geriledi.
Ekonomistler, altındaki bu geri çekilmenin kısa vadeli bir düzeltme olabileceği görüşünde birleşiyor. Ancak uzun süredir Fed’in faiz artırımları ve küresel jeopolitik riskler nedeniyle yükselen altın, Trump’ın politika sinyalleriyle farklı bir seyir izlemeye başladı. Doların güçlenmesi, altına olan talebi törpülerken, risk iştahı artan yatırımcılar yeniden hisse senetlerine yöneldi.
Altın fiyatlarındaki bu düşüş, özellikle merkez bankalarının rezerv politikalarını da etkileyebilir. ABD merkezli fonların, altın pozisyonlarını azaltmaya başladığı ve nakde dönüş yaptığı bilgileri, piyasada kısa vadede yeni bir denge arayışı yaşanacağını gösteriyor.
HİNDİSTAN İLE ANLAŞMA MASADA, VERGİ ORANLARI REVİZE EDİLİYOR
Trump’ın gündemindeki bir diğer başlık ise Hindistan ile yürütülen ticaret müzakereleri oldu. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Yardımcısı James David Vance’in Hindistan’da yaptığı açıklamayı teyit etti: ABD ile Hindistan, 21 Nisan itibarıyla bir ticaret anlaşması üzerinde prensipte uzlaştı. Bu gelişme, ABD’nin Asya-Pasifik stratejisinde yeni bir hamle olarak görülüyor.
Leavitt ayrıca, ticaret ofisinin 34 ülke ile doğrudan temas halinde olduğunu ve bu ülkelerden 18’inin resmi teklif sunduğunu belirtti. Gümrük vergilerine dair düzenlemeler kapsamında Hindistan’dan ithal edilen mallara yüzde 26 oranında vergi uygulanacağı açıklandı. Çin dışındaki ülkelere yönelik vergi oranlarının geçici olarak askıya alınması, pazarlık zemini oluşturdu.
Bu adımlar, Trump yönetiminin yalnızca Çin’e odaklı değil, çok kutuplu bir ticaret stratejisi benimsediğini gösteriyor. Özellikle gelişen pazarlarla yapılacak anlaşmalar, ABD'nin ticaret dengesini yeniden şekillendirmede belirleyici olacak.
