Haberler23 Dünya SON DAKİKA: Katolik Dünyası Yasta! Papa Francis 88 Yaşında Hayatını Kaybetti

SON DAKİKA: Katolik Dünyası Yasta! Papa Francis 88 Yaşında Hayatını Kaybetti

Vatikan’dan gelen acı haber dünya kamuoyunu derinden sarstı. 12 yıldır Katolik aleminin ruhani liderliğini üstlenen Papa Francis, 88 yaşında hayata gözlerini yumdu. Görev süresi boyunca sade yaşamı, ezilenlere desteği ve küresel meselelerdeki açıklamalarıyla hafızalara kazınan Papa’nın ölümü, Katolik Kilisesi’nde yeni bir dönemin kapılarını araladı.

5 Dakika
Okunma Süresi

Katolik dünyasının ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis, bu sabah yerel saatle 07.35’te (TSİ 08.35) hayatını kaybetti. 88 yaşındaki Papa, son aylarda yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle sık sık gündeme gelmişti. Vatikan’dan yapılan açıklamada, Papa’nın ölüm sebebi olarak zatürreye bağlı solunum komplikasyonları gösterildi. Papa Francis, son olarak 14 Şubat’ta çift taraflı zatürre teşhisiyle Roma’daki Gemelli Hastanesi'nde tedavi altına alınmıştı.

Mart ayının sonlarına doğru sağlık durumunda iyileşme belirtileri gösterdiği bildirilen Papa, 23 Mart’ta hastane balkonundan halka el sallayarak yeniden umut vermişti. Ancak 22 Şubat'ta geçirdiği astım krizi, doktorlar tarafından kritik bir dönüm noktası olarak değerlendirilmişti. Vatikan’ın 23 Şubat tarihli açıklamasında, Papa'nın burundan yüksek akımlı oksijen takviyesiyle desteklendiği, hafif böbrek yetmezliği bulguları gösterdiği ifade edilmişti. Tüm bu gelişmelere rağmen, Papa Francis görevine bağlılığını son güne kadar sürdürmüş, ölümünden bir gün önce ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’i kabul etmişti.

Papa Francis, Gösterişten Uzak Bir Veda İstemişti

Papa Francis, hayattayken defalarca dile getirdiği üzere, Vatikan’da görkemli bir törenle değil; sade bir merasimle uğurlanmak istediğini belirtmişti. Aralık 2023’te Meksikalı bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Benim mezarım geleneksel yer olmayacak” diyerek, Aziz Petrus Bazilikası yerine Roma’da sık sık dua etmek için ziyaret ettiği Santa Maria Maggiore Bazilikası’na gömülmek istediğini ifade etmişti.

Bu tutum, Papa’nın görev süresi boyunca benimsediği alçakgönüllü ve halktan yana tavrının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Özellikle yoksullukla mücadele, çevresel krizler ve toplumsal adalet gibi konularda gösterdiği duyarlılık, milyonlarca Katoliğin gönlünde taht kurmasına neden olmuştu. Papa Francis, sık sık yaptığı açıklamalarda Katolik Kilisesi’nin modernleşmesi gerektiğini dile getirmiş, kadın hakları, LGBTİ+ bireyler ve göçmenler konusunda kapsayıcı bir duruş sergilemişti.

Papa Francis Kimdir? Katolik Dünyasının Değişim Sembolü

Asıl adı Jorge Mario Bergoglio olan Papa Francis, 17 Aralık 1936’da Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te doğdu. İtalyan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Francis, genç yaşta Katolik rahiplik yoluna girdi. 1969 yılında papazlık görevine başlayan Bergoglio, 1973’te Cizvit Tarikatı’na katıldı ve Katolik Kilisesi içinde hızlı bir yükseliş göstererek 1998’de Buenos Aires Başpiskoposu, 2001’de ise Kardinal unvanını kazandı.

2013 yılında selefi Papa 16. Benediktus’un istifasının ardından yapılan konklavda 266. Papa olarak seçildi. Latin Amerika’dan gelen ilk Papa olması bakımından tarihi bir dönüm noktası olan Francis, Katolik Kilisesi’ni sadece dini değil, sosyal ve politik anlamda da dönüştürmeye çalıştı. Papa Francis, halkın arasına karışan, saraylara kapanmayan ve özellikle yoksulların sesi olmaya çalışan bir lider profili çizdi. Aynı zamanda ekolojik krizlerle mücadeleye dair cesur açıklamaları ve eylemleriyle de dikkat çekti.

Gazze ve Ukrayna Mesajları: Barış, Diyalog ve İnsanlık Vurgusu

Papa Francis, görev süresi boyunca sadece dini değil, aynı zamanda küresel meselelerde de söz aldı. Özellikle Gazze’de yaşanan sivil katliamlar ve Ukrayna’daki savaş konusunda yaptığı açıklamalarla dünya gündeminde yer aldı. Geçtiğimiz Aralık ayında, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstererek, “Bu bir savaş, bu bir terördür” ifadesini kullanmıştı.

Hastaneden taburcu olduktan sonra yaptığı ilk açıklamada ise şu çağrıda bulunmuştu: “Gazze’de, Ukrayna’da silahlar sussun. Diyalog başlasın. Tüm rehineler serbest bırakılmalı ve halka yardım edilmelidir.” Papa, sivillerin, özellikle de çocukların hedef alındığı her türlü saldırıyı sert sözlerle kınamıştı. Bu yaklaşımı, onu sadece bir dini lider değil, aynı zamanda küresel barışın sesi haline getirmişti.

Mültecilerin Ayaklarını Yıkayıp Öpmüştü: Papa’nın Unutulmaz Ritüeli

2016 yılında Paskalya öncesi ayak yıkama ritüelinde sergilediği davranış, Papa Francis’in insan hakları konusundaki hassasiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Roma yakınlarındaki bir mülteci kampını ziyaret eden Papa, aralarında Müslüman, Hindu, Kıpti ve Katolik Hristiyanların da bulunduğu 12 göçmenin ayaklarını yıkayıp öptü.

Bu eylemiyle hem Hristiyanlık öğretisindeki “hizmetkar liderlik” anlayışını yansıttı hem de mülteci krizine dikkat çekti. Ayakta yapılan politikaları eleştirmek yerine diz çökerek insani mesajlar vermeyi tercih eden Papa, sadece Katolikler için değil, tüm dünya için örnek teşkil eden bir lider haline geldi.

Yeni Papa Nasıl Seçilecek? Konklav Süreci Başlıyor

Papa Francis’in ölümüyle birlikte Katolik Kilisesi’nde yeni Papa’yı seçmek için geleneksel “konklav” süreci başlatılacak. Ölümün ardından 15 gün içinde toplanması gereken konklav, Vatikan’daki tarihi Sikstin Şapeli’nde gerçekleştirilecek. Bu süreçte, dış dünyayla tüm iletişim kesilir; kardinaller tamamen izole bir şekilde oy kullanır.

Kardinaller, her turda Katolik Kilisesi’ni temsil edebileceğine inandıkları bir isme oy verir. Yeni Papa'nın seçilebilmesi için oyların üçte ikisini alması gerekir. Her oylama sonunda, sonuçlar dumana dönüşen özel bir kimyasal ile duyurulur. Seçim sonuçsuz kalırsa kara duman, yeni Papa seçildiğinde ise beyaz duman Şapel bacasından yükselir. Yeni Papa, “Habemus Papam” (Bir Papa’mız var) ilanıyla halkın karşısına çıkar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *